İZTARIM…

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortağı olduğu 25 şirketten biri.

BAYSAN adıyla kurulan; sonrasında dönemin başkanı Tunç Soyer’in “hayalleri” arasında oradan oraya savrulan, hesapsız harcamalar ve liyakatsiz atamalarla sonunda “mahkemelik” olacak kadar bitirilen şirketi.

31 Aralık 2024 tarihinde toplam zararı 722 milyon 896 bin 156 lira.

Büyükşehir bütçesinden yani İzmir halkının cebinden çıkan vergilerle oluşturulan kaynaklardan sürekli “sermayesi artırılarak” batmaktan kurtarılan İZTARIM, birkaç gün önce İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından da mercek altına alındı.

Okuyanları bilemem ama benim çoktan beklediğim sonuçtu.

Daha önce a3haber’de İZTARIM’daki hukuk dışılıkları defalarca kaleme almış biri olarak, açılan soruşturma ve gözaltılar, ardından tutuklamalarla yeniden gündeme gelen iddialar artık hukuk karşısında.

İZTARIM ile ilgili geçmişte kaleme aldığım konularının linklerini bu yazının sonunda bulabilirsiniz. Yazıldığı zaman ilgi gösterilmeyen ya da görmezlikten gelinen konuların aslında ne kadar önemli olduğunu belki fark edebilirsiniz.

Öncelikle İZTARIM ile ilgili başlatılan adli soruşturmanın 2024 Mart ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilen Cemil Tugay’ın başlattığı “iç denetim” sonucu çıkan raporlara; bu raporların da Tugay’ın da bir önceki belediye yönetimine yönelik “intikam” duygularına dayandığını yazan/çizen kim varsa inanmayın.

Yargılaması süren “kooperatif” davası ile ve yeni başlayan İZTARIM “soruşturması” ile ilgili mevcut başkan Cemil Tugay’ın elinden gelen hiçbir şey yoktu.

İZBŞB ’nin kimi yetkilileri her iki konuda da “Sayıştay” denetçilerinin İzmir BŞB yönetimini uyardığını, eğer iç soruşturma yaparak durumu “adalete” iletmedikleri taktirde, hazırlayacakları raporda, “yeni yönetimin de duyarsız kaldığı” notunu ekleyerek kendilerinin suç duyurusunda bulunacaklarını açıkça söylediklerini biliyor.

Yani İzmir BŞB’nin yeni yönetiminin yapacağı hiçbir şey yoktu.

Hatta Sayıştay’ın 2024 yılı raporlarında, İzmir BŞB’nin Teftiş Kurulu raporlarında “yer almayan” pek çok konunun yazılmış olduğunu görebilirsiniz.

İZTARIM ile ilgili Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan 2024 yılına ait geçtiğimiz günlerde yayınlanan rapordan söz etmiştim.

Bir kısmı aceleyle de olsa internet sitelerinde/gazetelerde yayınlandı.

Gelin birlikte şu anda “soruşturma” konusu olan ve tutuklamalarla süren; bu nedenle de üzerinde “gizlilik” kararı bulunan İZTARIM’ın Bayındır’daki süt fabrikası dosyasının dışında Sayıştay Raporu’nda neler var/neler eksik göz gezdirelim.

Sayıştay tarafından düzenlenen rapora göre; ilk örnek “kayıp sabit kıymetler” ile ilgili.

Nedir onlar?

  • Bin 355 bin lira değerinde Apple Iphone 11 telefon
  • Bin 505 bin lira değerinde HP marka yazıcı.
  • Bin 505 bin lira değerinde Huwaei P40 akıllı telefon.
  • 994 lira değerinde Apple Iphone telefon. 
  • 7 bin 533 lira değerindeki Lenova Notebook. 
  • 34 bin lira değerinde Lenova Yoga dokunmatik ekran. 
  • Bin 364 lira değerinde Asus çerçevesiz ekran. 
  • 8 bin 851 bin lira değerinde tablet ve tablet kalemi.
  • 943 lira değerinde telsiz telefon. 

Diğerlerini de eklediğinizde toplamda 152 bin 757 liralık bir kayıp listesi.

(Rakamlar cihazların alındığında kesilen fatura üzerindeki değerleridir)

Hadi yazıcıyı, telsiz telefonu, ekranları anladım da (dönemi için) modern/akıllı telefon nasıl olmuşta kaybolmuş anlayamadım.

Günümüz teknolojisinde kullanımdaki bir telefonun kaybolması/çalınması halinde izlenecek yol belli ve basit.

Kaçak yollardan alınmadığına ve mutlaka faturası olduğuna göre ve o faturada telefonun IMEI numarası da bulunduğuna göre, o telefonların şu anda kim tarafından kullanıldığı hatta coğrafi konumlarını bile bulmak mümkün.

Belki bu da yakında yeni bir “soruşturma” konusu olur diye düşünüyorum.

İkinci örneğimiz ise “yönetimi gözden geçirme” toplantısı…

Başlığı ilk okuduğumda herhalde “neden kötü yönetiyoruz” diye yetkililer/ilgililer toplanmış ve beyin fırtınası yapmışlar diye düşündüm.

Ama öyle değilmiş.

Sayıştay denetçilerine göre; ana faaliyet alanı gıda, üretim ve marketçilik olan İZTARIM’ın Çeşme Altınyunus Oteli’nde 40 personeli ile 2 gece 3 gündüz “tam pansiyon” düzenlediği “yönetimi gözden geçirme” toplantısına harcanan para ne kadar merak ettiniz mi?

Tamı tamına 338 bin 664 lira…

12-13-14 Ocak 2024’te yapılan bu etkinlik için 9 Ocak 2024’te imzalanan sözleşmenin 5. maddesine göre; 12 Ocak 2024’e kadar “ödemenin tamamının yapılması” şartı varken ne olmuş biliyor musunuz?

Sözleşmenin imzalanmasından 6 gün önce yani 3 Ocak 2024’te ödemenin “yarısı” otelin hesabına yatırılmış.

Neden acaba?

“Devletin malı deniz” demiş olabilirler mi?

Olabilirler elbette ama Sayıştay da demiş ki; “faturanın, kanunen kabul edilmeyen gider olarak düzeltilmesi ve tutarın genel müdür ve yönetim kurulu üyelerinden tahsil edilmesi gerekmektedir.”

Edilir mi? Ben de sizin gibi düşünüyorum “edilmez” ya da “edilemez.”

Gelelim üçüncü örneğimize…

Yavru Vatan Kıbrıs’ta yapılan “öğrenme/yenilenme” toplantısına.

İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası 3-7 Mart 2024’te 18. Türkiye Muhasebe Standartları, Dijital Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Raporlaması konulu sempozyumu düzenler.

Türkiye’de “yer kalmadığından” Kıbrıs, Limak Cyprus Hotel’de düzenlenir.

İZTARIM yetkilileri “mutlaka” sempozyuma katılmalıdır.

14 Şubat 2024’de yapılan yönetim kurulu toplantısında, 6 numaralı karar ile “oy birliği” ile sempozyuma katılma kararı alınır.

Sayıştay denetçilerinin bu eğitime yönelik hazırlanmış raporları incelenmesi sonucu, sempozyuma şu isimler katılmıştır: 1 yönetim kurulu başkanı, 1 yönetim kurulu üyesi, 1 genel müdür yardımcısı, 1 muhasebe müdürü, 6 iç denetçi, 2 muhasebe şefi.

Toplamda 12 kişi.

12 kişiden serbest muhasebeci ve mali müşavir olmayan 5 kişi vardır.

Sadece bu beş kişinin iki günlük sempozyuma katılmalarının İZTARIM’a maliyeti kaç lira?

Toplam 134 bin 168 lira. 

Sayıştay raporu genel müdür ve yönetim kurulu üyelerinden bu harcamaların “tahsil edilmesi uygun olacaktır” demesine rağmen edilir mi?

Bir önceki örnekte olduğu gibi “edilmez” ya da “edilemez.”

Sayıştay’ın hazırladığı raporda “olmayan” konular yok mu?

Elbette var.

Örneğin İZTARIM’ın Alsancak’ta açmak için kiraladığı, dekore ettiği milyonlarca lira harcadığı ama açmadan kapadığı “şaraphane” yok.

Yine milyon hatta milyar lira harcanan Urla’daki “tarım” lisesi” dosyası yok.

Ya da “çöpe dökülen” sütler yok.

Aynı şekilde alınıp depolarda “ne olduğu bilinmeyen” karakılçık buğdayı yok.

Dubai, ABD ve pek çok seyahatin nasıl yapıldığı, ne kadar “masraf” yapıldığı yok

Onlar yok, sadece yukarıdakiler var… 

İZTARIM için hazırlanan Sayıştay raporunun hepimize ama en çok da “kamu malını kullananlara” anlattığı ibretlik hikâye şimdilik bu kadar.

Hangi siyasi partinin yönetiminde olursa olsun ülkenin “kıt kaynaklarının” bu kadar hoyratça harcandığı bir yerde namuslu hiç kimse buna sessiz kalmamalı.

Çünkü “haksızlık” karşısında “susan “dilsiz şeytandır…

Daha önce a3haber’de yayımlanan İZTARIM haberleri.

Popüler

A3 HABER sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin