A3 Haber

Halk, uzmanlar, çevreciler ve belediye istemiyor: Bakanlık Go-Kart pisti planını onaylayıp askıya çıkardı

Halk, uzmanlar, çevreciler ve belediye istemiyor: Bakanlık Go-Kart pisti planını onaylayıp askıya çıkardı

Halk, uzmanlar, çevreciler ve belediye istemiyor: Bakanlık Go-Kart pisti planını onaylayıp askıya çıkardı
Haziran 17
14:40 2020

İzmir’in Çeşme ve Karaburun yarımadalarına açılan kapısı Güzelbahçe’deki değerli tarım arazileri ve doğal sit alanı üzerinde bazı sermaye gruplarının sponsorluğunda yapılmak istenen Go-Kart (Karting) pisti için yapılan imar plan değişikliği onaylandı. Plan bugünden itibaren 30 gün askıda kalacak.

Büyük tartışmalara neden olan Güzelbahçe’nin Yelki bölgesindeki Go-Kart (Karting) pisti için yapılan imar plan değişikliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 12 Haziran tarihli oluru ile onaylandı. Planların bugünden (17 Haziran) itibaren 30 gün süreyle askıda kalacağı belirtildi. Go-Kart pisti, imar planlarında doğal sit ve tarım alanı olarak görülen 49 bin 230 metrekarelik bölgede yer alıyor. Plan notlarına göre alana dört metre yükseklikte tek katlı binalar yapılabilecek. Seyirci ve sporcuların ihtiyacına yönelik yönetim binası, açık otoparklar, soyunma odası ve dinlenme salonu inşa edilebilecek.

İki yıla yakın süredir devam eden bir mücadelenin konusu olmuştu

Güzelbahçe’de yapılması planlanan Go-Kart pisti, yaklaşık iki yıldır yöre halkının, çevre örgütlerinin ve yerel oluşumların mücadele konusu haline gelmişti.

2018’in Eylül ayında, başta Özgörkey adlı sermaye grubu olmak üzere bazı patronların sponsorluğunda tarım alanları ve doğal sit alanı üzerinde yapılmak istenen Go-Kart pisti için asfalt döküm kamyonları alana girmişti. Yöre halkı ve demokratik kitle örgütleri belediyeye haber vermiş, Güzelbahçe Belediyesi yaşanan emrivakiyi engellemek için bölgeye bazı araçlar göndermişti. Go-Kart pisti yapmak isteyenler de jandarmayı çağırınca, jandarma ile belediye görevlileri karşı karşıya kalmıştı.

Güzelbahçe Belediyesi, ertesi gün pist yapılmak istenen tarım arazilerini korumak amacıyla alanı mühürlemişti.

Ne olmuştu? 

Doğası, sakinliği, temiz havası ve tarım arazileriyle tanınan Güzelbahçe’ye, başta Özgörkey olmak üzere bazı sermaye gruplarının desteğiyle Go-Kart (Karting) pisti yapılmak istendi. 52 bin metrekarelik yarış pistinin tarım alanları üzerine yapılacağını öğrenen Güzelbahçe Kültür, Çevre ve Güzelleştirme Derneği ve yöre halkı, yaşam ve tarım alanlarında Go-Kart pisti yapılmaması için mücadele başlattı.

Yarış pistinin 1/100.000 ölçekli İzmir Manisa çevre düzeni planı ve 1/25.000 ölçekli İzmir Kent Bütünü Nazım İmar Planına göre tarım alanları içerisinde kaldığını tespit eden demokratik kitle örgütleri, buradaki yapılaşmaya itiraz etti. Güzelbahçe Belediyesi’nin izni alınmadan başlatılan yarış pisti inşa etme çabaları, Güzelbahçe halkının ve belediyenin tepkisine neden oldu.

Dernek 2018’deki açıklamasında şu görüşleri kamuoyuna duyurdu:

  • Bu bölge doğal yaşam alanı olduğu gibi,  başta tarihi zeytin ağaçları olmak üzere çeşitli tarım ürünlerinin yetiştirildiği, çiçek seralarının bulunduğu bir bölgedir. Ayrıca civarda çok yoğun hayvancılık yapılmaktadır. Bu kadar doğal bir ortama yapılan Go-Kart, drift ve diğer motor sporları yarış pisti,  doğanın tüm dengesini bozacaktır.
  • Pistin yaratacağı hava ve gürültü kirliliği bitkisel ürünlerde kirlilik yanında hayvanlarda korku ve strese sebep olması nedeniyle kalite ve verim düşmesine sebep olacaktır. Daha da önemlisi ekosistem çökecektir. Bu nedenle civardaki işletmeler de bundan önemli ölçüde zarar görecektir.
  • Bunlarla birlikte yakın çevrede fazla sayıda resmi ve özel okul ile huzurevleri bulunmaktadır. Bu bölge için pist projesi uygulamaya geçerse çıkan motor gürültüsünden ve egzoz kirliliğinden bu bölgede yaşayanlar kadar çevredeki  huzurevleri, yerleşim alanları ve çok sayıda okulda okuyan öğrencilerin de olumsuz etkileneceği aşikârdır. 
  • Profesyonel bir Go-Kart aracı 90-110 dB ses yapabilir ve hızlandıkça sesleri artar. Bu araçların sadece ses düzeyi değil, yankı ve titreşim şiddetleri de çok yüksektir. Bu kadar doğal bir vadinin ortasında böyle bir pistin etrafına yapılabilecek ses bariyerleri, uluslararası istatistiklere göre sesi en fazla 11 dB kadar azaltabilmektedir. İnsan sağlığı için 60 dB üzerinde devamlı ses zararlı sayılıyorken,  80 dB ve üzeri sürekli sesin işitme kaybına yol açtığı bilinmektedir.  Avrupa Birliği Çevre Mevzuatı gereğince gürültü ölçümleri sonucu Türkiye’de mühürlenmiş olan benzer Go-Kart ve Ralli yarış alanları bulunmaktadır.
  • Acaba böyle bir inşaat için ÇED raporu var mıdır? Bu tesise ön onay vermiş olan yetkililer gelip burayı bir kez olsun kendi gözleriyle görmüşler midir?  Doğa katliamı yapmak yerine farklı, doğa ve yerleşimlerden uzak bir mekân seçilemez mi?

 

BELEDİYE BAŞKANI NE DİYOR?

Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Go-Kart pisti yapılmak istenen alanın tarım arazisi olduğunu belirterek, “Bu alana dair bir plan değişikliği yapılmadan başlatılan her türlü inşaat kaçak inşaattır. Biz belediye olarak olası kaçak inşaatı engelleriz. Görevimiz bu. Halkımız da bize destek veriyor. Go-Kart pisti inşaatının bu alanda yapılması kabul edilemez. Bu pistin yapımı için bizden herhangi bir izin alınmadı, Burası tarım alanıdır. Burada imar yoktur. Ancak ilgili kişiler Kültür Bakanlığı’na bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile Gıda Tarım İl Müdürlüğü’ne müracaat etmişler. Bu kurumlardan alınmış herhangi bir izin de yok. Buna rağmen pistin inşaatına başlanmış. Biz yasal hakkımızı kullanarak gerekeni yapacağız” dedi.

2019’un Aralık ayında da Go-Kart’a hayır konulu bir panel düzenlenmişti

Güzelbahçe Kültür, Çevre ve Güzelleştirme Derneği ile Ege Çevre ve Kültür Platformu’ndan yapılan açıklamada, Güzelbahçe’ye Go-Kart Pisti yapılması ile doğal yaşamın zarar göreceği ifade edilmişti.

GÜLDER Başkanı Dr. Tuğrul Şahbaz moderatörlüğündeki panelde söz alan Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Tevfik Türk şunları söylemişti:

“Ziraat Mühendisleri Odası kurulduğu andan itibaren tarım alanları üzerine sürekli mücadele içerisindeyiz. Çünkü bu son 5-10 ya da 20 yılın sorunu değil uzun zamandan beri ne zaman bir şey yapılmak istense tarım alanları içerisine yapılmak isteniyor. Neden buralarda yapılmak isteniyor? Çok basit; birincisi işletme maliyetleri, yapım maliyetleri düz alanda yapılması rahat olduğu için. İkincisi ne işletme yaparsanız yapın ev olur, sanayi işletmesi vb. etrafınıza baktığınız zaman zeytin ağaçlarını görmek, etrafta güzel bir vadi görmek bunlarla iç içe olmak hepimizin istediği şeylerden biri. Tabi durum böyle olunca tarım alanları ciddi bir tehdit altına giriyor.”

“Doğal sit alanına yapılması yanlış”

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Uğur Bayrak da  şunları söylemişti: “Burası doğal sit alanı. Yetkili olan Bakanlık birçok alanda olduğu gibi bu alanda da değişiklikler yapmış. Ancak bu yapılan analizler bilimsel verileri taşımıyor. Burası sit alanı olduğu için koruma amaçlı imar planı olması gerekiyor. Yönetmeliğe göre koruma amaçlı imar planı bir ekiple yapılması gerekiyor Planın önemli sıkıntılarından birisi.1/100.000 ölçekte burası tarım alanı olarak görülüyor. Bu planın hedefleri arasında ekolojik dengeyi bozacak olası engellerin aynı zamanda doğal, kültürel, sosyal ve ekonomik değerleri korumak ve geliştirmek bu planın hedefleri arasında görülüyor. Yapılan planda sit alanın koruma kararları mevcut. Burası bir tarım alanıysa siz alt ölçekli planda tarım kullanımlı bir plan yapabilirsiniz.”

“Halk sağlığı için riskli”

İzmir Tabip Odası Çevre Komisyon Başkanı ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal da panelde şu görüşleri dile getirmişti:

“Gelişmiş ülkelerde kentin imar planı günlük olarak değişmez; bizim kentlerimizde de değiştirilmemeli bir sabah kalktığımızda ne kentin ortasında gökdelen, ne de şehrin uydusunda Go-Kart görmemeliyiz. Go-Kart yapılırsa ne olur? Yoğunluk artışı olacak. İnsanların bölgedeki yoğunluğu ve hareketliliği artacak. Emsal gösterilerek bölgeye yeni yoğunluk artırıcı tesisler yapılmasının önü açılacak. Artan trafiğe bağlı bölgesel hava kirliliği artacak, çünkü pist yapılmak istenen bölge binek araç trafiği ile ulaşılabilecek. Bölgesel hava kirliliği sadece insanları değil, bölgedeki tüm yeşil doku ve tarım alanlarını olumsuz etkileyecek. Gürültü kirliliği ortaya çıkacak. Bölgede insan dışı canlılarda yok olacak.

Dünya Sağlık Örgütü kentleri bu kargaşadan kurtarmak için ‘sağlıklı kentler ağı’ projesi geliştirdi. Amacı daha yaşanılabilir kentler yaratmak, hava kirliliğiyle mücadele, yeterli yeşil alan ve su olan kentler, tarihi dokunun korunması, tarihi dokulara restore ederek kent yaşamına katılması. Gürültü deyip geçiyoruz aslında gürültü çok büyük bir halk sağlığı sorunu. Canlıları rahatsız eden her türlü ses; gürültü olarak tanımlanır. Duyma kayıplarına neden olur. Duyma kayıpları yavaş gelişiyor. Farkına varıldığı zaman genellikle sağaltımı mümkün olmuyor. Duyma kaybının yanında KVS hastalıklarına, hiper tansiyona, uyku bozukluklarına neden olduğuna dair çok sayıda yayın var.”

 

 

 

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER